Ben Tara Roya Baver.Annem için Kötülük Tohumu.Insanlar için Tara.Onun için Roya.Bir rüya. Işık aramak yerine karanlığın en derinliklerine sürükleniyordum. Biliyordum ki bu karanlıktan kurtulamayacaktım.Sonra o geldi, benim karanlığım onun karanlığını tanıdı.Ben Tara Roya Baver, annesinin deyimiyle kötülük tohumu, ışığa değil onun karanlığına ihtiyaç duydum. On dokuz yaşında Savana şehrinin en iyi keskin nişancısı Şahingöz tarafından eğitilen Tara Roya Baver hiçbir örgüt ile çalışmamaya kararlıdır. Ancak annesini mutlak bir ölümden kurtarmak için Savana'daki en güçlü örgüt lideri Arsen Lloyd Morana ile anlaşmak zorunda kalır. Tara'nın, Morana için çalışmaktan başka şansı yoktur. İki tarafın da sırları vardır. Bu sırlar her şeyi değiştirecektir. Aşk mı daha güçlüdür, ölüm mü? Bu oyunda kartlar en baştan dağıtılacaktır. Morana, orada karanlıktan başka bir şey yok.Ama belki…Belki karanlığın karanlığımı tanır.Işık yok, umut yok, sadece bir yıldız var. Sönmek üzere olan bir yıldız.

Morana, modern dünya ile Slav mitolojisini ustaca harmanlayan büyülü bir hikâyedir. İstanbul'da sıradan bir hayat süren Mira'nın, aslında Slav mitolojisindeki güçlü kış ve ölüm tanrıçası Morana'nın reenkarnasyonu olduğunu keşfetmesiyle başlar her şey. Mira, sürekli gördüğü rüyalar ve yaşadığı tuhaf olaylarla boğuşurken, hayatına aniden giren gizemli yabancı Damir, onun gerçek kimliğini keşfetmesine yardımcı olur. Ancak bu keşif, beraberinde büyük sorumluluklar ve tehlikeler getirir. Mira, sadece kendi güçlerini kontrol etmeyi öğrenmekle kalmaz, aynı zamanda modern dünya ile mitolojik dünya arasındaki hassas dengeyi korumak zorundadır. Hikâye derinleştikçe, diğer mitolojik karakterler de sahneye çıkar. Bahar tanrıçası Vesna, karanlık tanrı Çernobog ve gök tanrısı Perun gibi güçlü varlıklar, modern İstanbul'un sokaklarında kendi çıkarları için mücadele ederler. Bu karmaşık güç dengesi içinde Mira, hem kendi kimliğini kabullenmek hem de doğru tarafı seçmek zorundadır. Damir ile gelişen romantik ilişkisi, durumu daha da karmaşık hale getirir. Aşk ve görev arasında sıkışan Mira, kalbinin sesini mi yoksa kaderin ona biçtiği rolü mü dinleyeceğine karar vermek zorundadır. Bu süreçte, güçlerini kontrol etmeyi öğrenirken, kışın ve ölümün tanrıçası olmanın ne demek olduğunu da kavrar. İstanbul'un tarihi dokusu ve mistik atmosferi, hikâyeye benzersiz bir derinlik katar. Ayasofya'nın kubbelerinden Boğaz'ın sularına, şehrin her köşesi mitolojik güçlerin sahnesine dönüşür. Kar tanelerinin dans ettiği sokaklar, Morana'nın gücünün bir yansıması haline gelir. Roman, sadece bir fantastik kurgu değil, aynı zamanda kimlik, kader ve seçimlerimizin sonuçları üzerine derin bir düşünce egzersizi sunar. Mira'nın içsel yolculuğu, insanın kendi özünü keşfetme sürecinin evrensel hikâyesini anlatır. Romanın Ana Hatları Mira'nın kendisini bekleyen kaderi keşfetmesi Slav mitolojisindeki güçlerin modern dünyada uyanışı Doğaüstü varlıklar ve insanlar arasındaki çatışma Aşk ve görev arasında sıkışan bir tanrıçanın hikayesi Öne Çıkan Temalar Mitoloji Kader Kimlik arayışı Aşk Güç Fedakarlık Doğa ve insan ilişkisi Karakterler Mira/Morana: Ana karakter, kış tanrıçasının reenkarnasyonu Damir: Gizemli yabancı Vesna: Bahar tanrıçası Çernobog: Karanlık tanrı Perun: Gök tanrısı Kitabın Özellikleri Slav mitolojisinden beslenen özgün bir kurgu Fantastik ve gerçekçi öğelerin harmanlanması Mitolojik karakterlerin modern dünyaya uyarlanması Şiirsel bir anlatım Anlatım Özellikleri Betimleyici dil Mitolojik göndermeler Gerilim unsurları Duygusal derinlik Atmosfer yaratımı Sonuç Roman, Slav mitolojisini modern bir hikayeyle harmanlayarak, kimlik arayışı, kader ve aşk temalarını işler. Mira'nın kış tanrıçası Morana olduğunu keşfetmesiyle başlayan olaylar zinciri, onu hem kendi geçmişiyle hem de kaderiyle yüzleşmeye iter. Mitolojik unsurların günümüz İstanbul'unda yeniden hayat bulduğu eser, fantastik edebiyatın özgün örneklerinden biridir.